Kuzusu Ne Demek? Bir Kayseri Gününde Hissettiklerim
Kayseri’nin soğuk sabahları, insanın içini sımsıkı sarar. Bazen güne başlamadan önce, şehri iyice içine çekmek gerekir. Bugün, tam da öyle bir gündü. Pencereyi araladım, sokaklarda seslerin karıştığı o sabah havası içimi doldurdu. Bir yandan kahvemi içerken, bir yandan da geçen hafta yaşadıklarım aklımda dönüp duruyordu. O anlarda düşündüğüm şey bir kelimeden, sadece bir kelimeden başka bir şey değildi: Kuzusu. Bu kelimeyi duymamın üzerinden birkaç gün geçmişti ama hâlâ içimde bir yerlerde yankı yapıyordu.
Kuzusu’na Doğru Bir Adım
Kuzusu, ne demek? Hani böyle her anında seni düşündüğünü hissedebileceğin, her hareketinin sana bir şeyler anlatmaya çalıştığı bir kelime… İlk kez duymadım elbette ama bu sefer farklıydı. O kadar içten, o kadar sevecen bir şekilde söylenmişti ki. Aslında, “kuzusu” kelimesi bir insanın sana ne kadar değer verdiğini, seni düşündüğünü ve seninle hayatını paylaşma isteğini anlatan bir şeydi. Hani, birinin yanında olmanın bile yettiği, sadece gözlerinin içinde kaybolduğun anlar… Kuzusu, buna denk geliyordu.
O anları hatırladım. Yazın, kayıp bir akşamüstüydü. Gözlerim, kaybolmuş bir dünya arayışında gibiydi. Kimseyi bulamamıştım. Ama sonra sen geldin, o gülüşünle, o hafif mahçup tavrınla… Ve sonra söyledin, o kelimeyi: “Kuzusu…”
Hayal Kırıklığı ve Umut Arasındaki İnce Çizgi
Ama hayat her zaman beklediğimiz gibi gitmiyor, değil mi? O gün, o an, bana huzur veren o kelimenin ne kadar derin ve kırılgan olduğunu anlamadım. O kelimenin ardında hüsran vardı, o hissi sevmenin verdiği korku… İçimdeki umut kırıntıları, kaybolmuştu. Ne zaman kendimi duygusal olarak en rahat hissetsem, hep bir engel, bir sınır vardı. O sınır, bazen bir bakış, bazen bir yanlış anlaşılma, bazen de sadece neyi hissettiğini anlamadığım bir sessizlikti.
İşte, o anlar… Kuzusu’na nasıl ulaşacağım? Nereye kadar gidebilirim ki? Kayseri’nin o soğuk sokaklarında bir başıma yürürken, ne hissettiğimi anlamaya çalışıyorum. Kuzusu olmak ne demekti? Bu soru kafamı kurcalıyordu, tıpkı o an içinde sıkışıp kaldığım gibi.
Kuzusu ve Bir Adım Daha
Bazen hayatın gerçeği, duyguların büyüsünden çok daha güçlü oluyor. Ama bir yandan da bir şey fark ettim: Bazen en büyük hayal kırıklıkları, en büyük umutları doğurur. İşte Kuzusu, tam da bu noktada devreye giriyordu. Bir an için, geçmişin yükünü unutarak sadece o kelimenin sıcaklığını hissettim. O küçük, içten kelime… Yavaşça huzur verdi.
Kuzusu demek, seni koruyan, sana tutunacak bir dal gibi olmak demekti. O kelimeyi ilk kez söylediğinde içimde bir boşluk vardı. Ama o boşluğu dolduran, sana ait bir şeydi. O an, dünyada en güvenli yer, seninle olmak gibiydi. Kuzusu, sana her şeyin mümkün olduğunu hatırlatan bir işaretti. Belki de en zor zamanlarda, senin yanında olmanın gücünü anlamaktır.
Sonsuz Bir Bağ Kurmak
Bugün, penceremden bakarken yine o kelimeyi düşündüm. Kuzusu, aslında sadece bir kelime değil; bir insanın seni nasıl hissettirdiğiyle ilgili. Kayseri’nin soğuk sokaklarında yürürken, içimi bir umut sarıyor. Belki de o kelimeyi, sadece gerçek anlamıyla değil, her şeyin ötesinde, sevdanın, güvenin ve bağlılığın simgesi olarak öğrenmem gerekiyordu.
Ve ben, her şeyin ortasında, Kuzusu’nu düşündüğümde, bir tek şeyi fark ettim: Hiçbir şey, sevgiden daha güçlü değildir. Ve belki de bu, bir insanın sana hayatı hatırlatmasıdır: Hayal kırıklığına rağmen, her zaman bir umut vardır. O umut, her zaman bir şekilde seni bulur.
Evet, Kuzusu ne demek? O, seni saracak bir kelime. Sana her anını hatırlatacak, seni hiç yalnız bırakmayacak bir kelime… O kelime, her ne olursa olsun seni terk etmeyen bir duygudur. İşte buna Kuzusu denir.